nermin
tenekeci
İstasyon Özel Sayısı
Yıl: 3, Sayı: 15, Temmuz-Ağustos 2006
Hepsi için söylenebilse de kimi
kelimeler-kavramlar var ki sözlük anlamlarının çok ötesinde bir çağrışım
zenginliğine sahipler. Bunlardan biri de İstasyon. Yapışık
ikizler misali taşra mefhumu ile birbirinden ayıramadığımız istasyonlar,
dolayısıyla trenler, iki aylık edebiyat dergisi Sühan’ın
15. sayısının dosya konusu. Bağlamına göre, merkez (iç)-taşra (dış)
bağlantısı (çoğun çatışması), bu bağlantının içten dışa mı, dıştan
içe mi kurulduğu, oryantalist mi yoksa yerli özellikler mi taşıdığı
gibi epeyce hacimli sorularla ve sosyolojik bulgularla gündeme
taşınan taşra, edebiyatımızda çeşnisi daha bol bir yere sahip; elbette
istasyonlarıyla birlikte:
“Kalın İstasyonu: Kalın İstasyonu
müdürü Hasan Kalabalık / Kalın İstasyonu hareket memuru Hasan Kalabalık
/ Kalın İstasyonu gişe memuru Hasan Kalabalık / Bir akşam memurlarını
/ Akşam yemeğine çağırdı. / Yenildi içildi geç vakitlere kadar /
Hikâyeler anlatıldı. / Kalın istasyonu müdürünün evinde / O gece
yatıya kalındı.” (Özdemir Asaf.)
R. Halit Karay, R. Nuri Güntekin,
M. Şevket Esendal gibi isimlerin yanı sıra, çok gerilere gitmezsek,
Oğuz Atay’ın Demiryolu Hikâyecileri, Mustafa Kutlu’nun Uzun
Hikâyesi ve diğer hikâyeleri, istasyonlarıyla ilk elde aklımıza
gelenler. Örneklerin arasında metropolü taşraya taşıyanlar kadar,
epeydir kadrajdan çıkan taşrayı, mahalleleri, ıssızlığı, gurbetliği,
yitirilenleri, kalanları, çatışmaları ile gözle görülür, elle
tutulur bir çerçeveye sığdıranlar da az değil.
Sühan dergisi de, A.Turan Alkan, M. Önal Mengüşoğlu,
Turan Karataş, Mehmet Aycı, Hüseyin Akın, Nurettin Durman, Nihat Dağlı,
Asım Gültekin, Adem Turan, Bünyamin K., Hüseyin Kaya, İdris Ekinci,
Hüseyin Karacalar, Ethem Baran, Münir Çakmak, Halim Şafak, Mustafa
Oğuz ve diğer yazarların tren ve istasyonlar üzerine yazdıklarından
oluşan özel sayısıyla bu kervana katılıyor; dünyayı da gelip geçici
bir istasyon varsayarak.
Hüseyin Kaya yönetiminde Sivas’ta
çıkan, daha önceki sayılarında ‘Oyuncak’ ve ‘Yenge’ özel sayıları
yayımlayan, 16. sayısını da ‘Dede’ özel sayısı olarak çıkarmayı
planlayan dergi büyük iddialar taşımıyor: “Çorak toprakların buruk
yüzlü insanları olduğumuzu unutmadan, soytarılığın, ukalalığın
ve edebiyat mafyasının çanağına yanaşmadan söylemeye ve tutmaya
çalışacağız ‘söz’ümüzü. Bir şeyleri değiştirme gayesinde ve gayretinde
değiliz. Başkalarının dünyaları bizden çok uzakta… Başkaları adına
kaygılar taşımıyoruz. Biz; başkalarına, yalnızca ‘başkaları’ olarak
bakıyoruz.”
Kaynak:
Ekim, 2006
Anlayış Dergisi