cevat akkanat
Âşık Veysel’in “Çırpınıp içinde döndüğüm deniz…” türküsü
şimdi Hüseyin Kaya’nın kitabının adında yaşıyor..
Türkünün tamamını dinlemeyi, tabii ki Âşık Veysel’in
sesinden, size bırakıyoruz. Biz, gönül tellerini birbirine çarpan bu dizelerin
edebî âlemde nasıl ömür sürdüğüne bakacağız! Sanatlar arası bir geçişkenlikten
bahsediyoruz; müzikten edebiyata, türküden denemeye daimî bir yolculuk…
Hüseyin Kaya o denizde
Herhangi bir sanat eserini yeniden üretmek farklı bir
sancıyı giyinmek anlamı taşır. Sancının birkaç sebebi vardır: Kaynak metin
yahut kişiyle özdeşleşmek, onu yaşayıp aşmak, o kişi veya metinle bir şekilde
hemhal olmuş kişilerin ezberiyle mücadele etmek, vb… Geleneği yenilemek, özgün
bir kimlikle yeniden üretmek diyoruz biz buna…
Hüseyin Kaya, bir türküsünün ilk dizesini alıp, kitabına ad
olarak seçeceğini söylediğinde, “tamam” demiştim, “bu senin denemelerin için
yüzde yüz isabetli bir seçim…” Hüseyin Kaya’nın bizim görüşümüze de müracaat
etmesi, bu tercihte bizi ne kadar pay sahibi kılar bilemeyiz, fakat eser yayınlandıktan
sonra, sayfaları arasında göz ve gönül keyfini sürdükçe, şöyle diyoruz:
Bereketlendi dünyamız. Halimiz vaktimiz, engin bir canlılıkla hem kederlendi
hem şenlendi!
Hüseynim geçiyor gençlik çağları
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz (Ötüken Yay., İst., 2011, 184
s.) dört bölümlük bir deneme kitabı: “Hüseynim Geçiyor Gençlik Çağları!”,
“Havada Kar Sesi Var”, “Ömrümüzün Rüyası”, “Bir Şehirden Gidememek”… Eseri
okudukça bu bölümlerin hayatın farklı kompartımanlarına denk düştüğünü
görmemeniz mümkün değil. Yani bir nevi otobiyografik sunumlar yapıyor Hüseyin
Kaya…
Bu sunumlarını sadece zaman üzerinden gerçekleştirmiyor,
eşyayı ve mekânı da katıyor araya; pek tabii olarak kimi olaylarla birlikte ve
duygu, düşünce ve hayalleriyle harmanlayarak…
Bu harmanlama içinden daha somut halleri seçmeli… Buyuralım,
hep beraber bakalım, Hüseyin Kaya neleri yazmış: Çocukluk manzaralarını, kış
güneşinin gönlü avutan yansısını, baba kokusuyla iç içe geçmiş oğul kokusunu,
hayatın kıyısından içine girilen yaşamaları, okul çağlarında kitaplık kolunda
olunan kitap kurtluğunu, kırları şenlendiren nevruz kuzulatma oyununu, bozkırda
kuruyan ırmağı, tiryakisi olunan yazarları, dedeyle akran yaşanan ömrün
ilkbaharını, açılan ve kapanan dergilerin aziz hatıralarını, ayrılıkları, yolculukları,
güzleri, kışları, çiçek dilini, bahar şarkısını, oyun bahçesini ve daha nice
şeyleri…
Bir kültür atlası
Hüseyin Kaya’nın Çırpınıp İçinde Durduğum Deniz’de
yaslandığı tek kültür adamı Âşık Veysel değil. Onunla birlikte onlarca tarihî
kimlik eserin sayfaları içinde size el ediyor. Kimi zaman bir ara başlık
içinde, kimileyin gizli bir iz şeklinde satır aralarında…
Bunlardan bir kısmını saysak fena olmaz sanırım: Meselâ
kitabın ilk bölümüne ad olan başlık bir Çorum türküsüdür. Bu çeşit kullanımları
seviyor olmalı Hüseyin Kaya, zira Bâkî’den Fuzulî’ye, Turabî’den Yahya Bey’e,
Ziya Osman Saba’dan Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya… Hayır, bu böyle toptancı üslubuyla
geçiştirilmemeli, yazar kimlerden el aldıysa tek tek belirtilmeli.
İşte o şanlılar şöhretliler kadrosu: Cengiz Aytmatov, James
Cllarence Mangan, Ömer Seyfettin, Refik Halit, Reşat Nuri, Kemal Sayar,
Keçecizade İzzet Molla, Necati, Fasih, Şehriyar, Saint Exupery, Herman Hesse,
Tolstoy, Bukovski, Tolstoy, Nietzsche, Goethe, Tagore, Attar, Hafız, Andre Gide,
rilke, Aliot, Dostoyevski, Puşkin, Oscar Wilde, Kafka, Borges, Paul Auster,
Balzac, Hölderlin, Nerval, Gorki, Hugo, Salome, Vasnocelos, Muhibbi, Nâbî,
Cinâni, Mevlana İdris, Karacaoğlan, Usulî, Cemil Meriç, Arif Nihat, Faruk
Nafiz, Yahya Kemal, Vâsıf, Cahit Sıtkı, Cenap Şehabettin, Attila İlhan, Turgut
Uyar, Halil Cibran, Erdem Bayazıt, Ahmet Hamdi Tanpınar, Sezai Karakoç, Cahit
Sıtkı, Afşar Timuçin, Sedat Umran, Asaf Halet, Edip Cansever, Metin Altıok,
Rıza Tevfik, Cafer Turaç, Tuğrul Tanyol, Can Yücel, Özdemir Asaf…
Bu türkü bitmez
Hüseyin Kaya, Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz’in bir yerinde
“Hayret eden, şaşırabilen çocuklardık. Gördüğümüz, duyduğumuz garip şeyleri
dikkatle izler, dinler ve her şeyden kendimizce anlamlar çıkarmaya çalışırdık.”
diyor. Bu ifadelerden ben, yazarın türküsünü bitirmeyeceğini, yeni türkülere
doğru yol alacağını çıkarıyor, Hüseyin Kaya’nın yeni denemelerini bekliyorum.
kaynak: dunyabizim.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder