konuşturan: yılmaz yılmaz
Kar, bir geldi pir geldi. Türkiye bembeyaz… Herkes için ayrı bir anlam
ifade eder şüphesiz kar. Kar için çok güzel şiirler, öyküler ve denemeler
yazıldı. Romanlara geçti, isim oldu.
Bu karlı zamanlarda şair ve yazarlarımıza Kar tedailerini sorduk,
sizler için
Kar, sizin için
ne ifade ediyor?
Kar yağışı tıpkı güneş, ay tutulması ya da meteor yağmuru gibi bir
durum benim için. Yağmur da aynı güzellikte elbette fakat kardaki aheste hâl
sanki o an düştüğü her yere sirayet ediyor ve hayatı ahesteleştiriyor. Yağmur
yağarken koşar insanlar fakat kar yağarken kimse koşmaz mesela. Tıpkı şiir
gibi, müzik gibi ahengine kendimi kaptırdığım uzak diyarların, başka alemlerin
rüyası kar benim için. Kalbe değen bir mısra, ruhun kapılarını ardına kadar
aralayan bir nağme… Her an yaratılış durumunun, rahmetin, acizliğimizin,
sahipsiz olmayışımızın ayan beyan hatırlatılması sanki biraz.
Mevsim kış, kar varsa, oturup hangi şiiri/öyküyü/denemeyi okumak gerekir?
Elhan-ı Şita ve Dıranas’ın Kar adlı şiiri muhakkak kendini hatırlatır
bu havalarda. Sezai Karakoç’un Kar şiirini de unutmamak gerekir tabii. Çok sık
olmasa da Cahit Sıtkı’nın Kar ve Ben, Kar ve Hatıralar başlıklı şiirlerini de
hatırlatır, okurum. Bir de A. Turan ALKAN hocamızın “Kardır Yağan Üstümüze
Geceleri” ve Bir “Resimaltına Düşen Resimler” başlıklı yazısı karlı günlerde
kendine çağıran yazılardan.
Az kaldı unutuyordum, hani kar yağmadan önce kokusu gelir, çoğunlukla
ikindi üzeri hissedilir o koku. Öyle zamanlarda da “Havada Kar Sesi Var”
türküsü gelir dilime tüm coşkusuyla. Karlı Dağlar Karanlığın Kalktı mı, Kar
Yağar Bardan Bardan, Kar mı Yağmış şu Harput’un başına… sözleriyle başlayan
türküler daha başka karışır kana karlı havalarda.
Yaşadığınız yerde kar var mı? Nasıldır karlı bir memlekette hayat sürmek?
Eski kışlar kalmadı, cümlesi her kış büyüklerimiz tarafından tekrar
edilse de karın, soğuğun başşehrinde yaşıyoruz. Yılda birkaç gün de olsa
yolların arabalardan, insanlardan arındığını görmek ve bu yollarda bata çıka
yürümek büyük bir zevk benim için. Çay, çorba, soba, eş dost muhabbeti kışı
güzel memleketlerde başka bir mana kazanıyor sanki
Yazlarından ziyade kışlarını seviyorum bu şehrin. Denizi olmayan bir şehirde
yaşayabilirim ancak kışı “kış” olmayan, karın hiç değilse birkaç ay misafir
kalmadığı bir şehirde yaşamak istemem doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder